DEVAM: 223-225.
Hutbelerin Kısa Olması
حَدَّثَنَا
مَحْمُودُ
بْنُ خَالِدٍ
حَدَّثَنَا
الْوَلِيدُ
أَخْبَرَنِي
شَيْبَانُ أَبُو
مُعَاوِيَةَ
عَنْ سِمَاكِ
بْنِ حَرْبٍ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ
سَمُرَةَ
السُّوَائِيِّ
قَالَ كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا يُطِيلُ
الْمَوْعِظَةَ
يَوْمَ
الْجُمُعَةِ
إِنَّمَا
هُنَّ كَلِمَاتٌ
يَسِيرَاتٌ
Câbir b. Semure es-Suvâî
(r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) cum'a günleri va'zı uzatmazdı.
O(nun va'z'ı) birkaç kelimeden ibaretti."
İzah:
Hâkim, el-Musledrek, I,
289; Beyhakî, es-Sünenii'l-kübra, III, 208.
Bu iki hadis, hutbeleri
haddinden fazla uzatmanın sünnete uygun olmadığını göstermektedir.Bu haberler
Müslim'in Ammâr b. Yâsir'den rivayet ettiği şu hadise işaret etmektedir:
"Kişinin namazını uzun, hutbesini kısa tutması onun bilgisinin
alâmetidir. O halde namazı uzatınız, hutbeyi kısa kesiniz..."[Müslim,
cum'a; Darimî, salât]
Şevkânî, Müsîim'deki bu
rivayetle ilgili olarak şunları söyler:
"Hutbeyi kısa
kesmek kişinin bilgisine alâmettir. Çünkü bilgili olan kimse bütün lâfızlara,
dolayısıyle kısa lâfızlara da muttalidir. Bu bakımdan kısa lâfızlarla geniş
mânâları ifâde etme imkânına sahiptir. Bunda hutbeyi kısa tutmanın meşru
oluşuna işaret vardır.Bu konuda ihtilâf yoktur.Ancak hutbenin sahih olduğu en
kısa lâfızların ne olduğunda ihtilâf edilmiştir. Bunun tafsilâtı fıkıh
kitablarında mevcuttur."
Namazı uzatmadan maksat
alabildiğine uzatmak değildir. Çünkü imam namaz kıldırırken cemaat içerisindeki
ihtiyarları, zayıfları ve hastalan gözö-nünde bulundurmak zorundadır. O halde
namazı uzatmanın ölçüsü, cemaate ağır gelmeyecek kadar olmasıdır.
Hutbelerin kısa
olmasını emir sadedinde veya Hz. Nebi'in hutbelerinin kısa olduğunu bildirir
mâhiyette başka rivayetler de varthr. Meselâ, Nesâî'nin Abdullah b. Evfâ'dan
yaptığı bir rivayette; "Resûlullah (s.a.v.) namazı uzatır, hutbeyi kısa
keserdi." Taberânî'nin Ebû Umâme'den yaptığı bir rivayette de,
"Resûlullah (s.a.v.) bir yere emir gönderdiği zaman, hutbeyi kısa kes,
sözü az söyle, çünkü sözde büyüleyici bir nitelik vardır" buyururdu,
denilmektedir.